top of page

Endüstri 5.0'de bizi neler bekliyor? Yeşil Ankara Startup Hızlandırma Programı anlamlı

  • Yazarın fotoğrafı: cihat baluken
    cihat baluken
  • 4 Oca 2023
  • 3 dakikada okunur

Avrupa’nın yeni sanayi stratejisi olarak Endüstri 4.0 sonrasında Endüstri 5.0 hayatımıza girdi. Endüstri 5.0, tanım olarak insan merkezli bir yaklaşımı odağına alarak sürdürülebilir sanayiye geçiş için yeşil ve dijital teknolojilerle dönüşüm olarak özetlenebilir.

Bu blog postunda Endüstri 4.0'ın gelişmeye açık yanları, Endüstri 5.0'ın hangi avantajları sunabileceği ve Türkiye örneğinde nasıl karşılık bulabileceğini irdelemeye çalışıyoruz. Aynı zamanda ReDis’in Ankara Kalkınma Ajansı desteği ve işbirliği ile başlattığı en yeni startup hızlandırıcı programı Yeşil Ankara’ya dikkat çekmeye çalışıyoruz. Başlarken Yeşil Ankara’nın Ankara startupları için açık olan çağrısının 13 Haziran’da kapanacağını hatırlatalım, başvurmayanları bekliyoruz: yesilankara.com



Endüstri 4.0'e son kez bakarken


Endüstri 5.0'ı daha iyi anlamak için öncelikle 4.0 modelini tanıyalım. Bilindiği üzere, endüstri 4.0 son dönemin en popüler konularından biri oldu. Konuyu ekonomik, yasal ve toplumsal boyutları ile inceleyen pek çok üst düzey etkinlik, raporlama ve akademik çalışma halen yapılıyor. Henüz resmi bir tanımı yapılmamasına rağmen kavramın tanımı her kişinin kendi alanına göre değişebililiyor.


Endüstri 4.0 ilk olarak 2011'in başlarında Alman sanayii sektörünün, küresel rekabetçi ortamı karşılamak amacıyla yaptığı değişiklikleri tanımlamak için kullanıldı (EUROPARL, 2016).


Geleneksel üretim modelinin temelinde seri üretim, uzmanlaşma, özelleştirme ve dağıtım olduğunu düşünürsek Endüstri 4.0 daha önce pek denenmemiş 4 trendi; yani birlikte çalışabilirlik, sanallaştırma, ademi merkeziyetçilik ve gerçek zamanlı karar verme, hizmet yönelimi ve modülerliği içinde barındırdığı söylenebilir (EUROPARL, 2016).


Ne var ki Endüstri 4.0 çalışan hakları ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliği gibi konuları düşünmez. Bu nedenle gündemde, Endüstri 3.0' dan de çok farklı olmayacak bir şekilde yalnızca üretim ve maliyetlerin optimizasyonu, paydaş varlıkları risklerinin azaltılması gibi konular olur.

Endüstri 5.0 ile gelen faydalar nelerdir?


Endüstri 5.0 ilk olarak Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında ortaya konan stratejik sanayi belgesinde dile getirilen bir tanımlamadır. Bu tanım içerisinde yer alan endüstri daha yeşil ve daha dijitalleşmiş olarak tasarlanmıştır. Diğer taraftan AB'nin insan merkezli yapay zeka teknolojilerini Endüstri 5.0'in merkezine yerleştirdiğini ve hatta AI Act (yapay zeka yasası) çıkarma eğiliminde olduğunu kamuoyunda sıklıkla duymaktayız.


AB Yeşil Mutabakat Stratejisi


Dolayısıyla Endüstri 5.0, sağladığı iş imkanları ve büyüme rakamlarıyla, üretimde doğaya duyulan saygı ve çalışanın refahını önceliklendiren yaklaşımıyla toplumda refahı arttıran ve toplumsal hedeflere de ulaşmada yardımcı olabilecek bir ekonomik model olarak görülüyor. Bu nedenlerle Endüstri 5.0 tanımının aslında ilk defa Japonya'da kullanılan Toplum 5.0 tanımının üstüne oturduğu dile getiriliyor.


Ayrıca Endüstri 5.0'in temelinde insan merkezli yaklaşım, sürdürülebilirlik ve dayanıklılık yer aldığı biliniyor. İnsan merkezli yaklaşım çalışana verilen önemin artması yönünde bir politika iken, sürdürülebilirliği doğal kaynakların daha etkili kullanılması, geri dönüşüm, yeniden amaçlandırma, yeniden kullanma uygulamalarının artırılması olarak tanımlayabiliriz.


Gerçekleşmesi Muhtemel Küresel Riskler Analizi


Diğer taraftan AB’nin Endüstri 5.0 ekonomik modeli yaklaşımıyla işletmeleri, değişen küresel risk etkenleri çerçevesinde COVID-19 pandemisi gibi doğal veya insan eliyle ortaya çıkan krizler karşısında daha dayanıklı yapmak istediğini biliyoruz. Bu nedenle, modelin odağında toplumu destekleyen iş dünyası yaratma arzusu yatıyor. Yukarıdaki grafikte yıllar içerisinde, küresel risklerin arasında yeşil renkte olanların, yani ekolojik risklerin, büyük ölçüde arttığını görüyoruz. Bu nedenle ilgili konularda ülkeler üstü bir yaklaşımla acil ilerleme kaydedilmesi gerektiği düşünülüyor.


Türkiye ve Ankara özelinde Endüstri 5.0


Öncelikle AB’nin uzun bir süredir Türkiye'nin ihracat partneri olduğunu bilmekte fayda var. AB ile ihracat rakamları son 20 yılda katlanarak büyümeye devam ediyor. Dahası ihraç edilen ürün çeşitlerinde de son 20 yıl içerisinde hızla değişim yaşandığını söyleyebiliyoruz. 1995 yılında yapılan ihracatın büyük bir kısmını tekstil ve tarım ürünleri oluşturmaktayken bugün ilk 2 ihracat kalemini motorlu araçlar ve elektrik makinelerinin oluşturduğunu görüyoruz.


Türkiye'nin İhracat Partnerleri


AB Yeşil Mutabakat’tan, AB ile ticaret yapan ülkelerdeki şirketlerin de etkileneceğini düşündüğümüz takdirde Türkiye’deki girişimlerin de bir an önce buna hazırlık yapmaları ve dönüşüme başlamaları gerekiyor.


Türkiye’deki işletmelerin en azından karbon maliyetlerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Gıdadan nakliyeye, inşaattan otomotive kadar birçok sektörde karbon maliyetleri yüksek seyrediyor. İşte tam bu noktada yeşil odaklı, teknoloji temelli, çalışan refahını sağlayan genç teknoloji şirketlerinin, büyük kurum ve kuruluşlar ile birlikte çalışarak AB Yeşil Mutabakatına uyum sağlamada kısa sürede ekonomik çözümler üretmesi düşünülüyor. Bu nedenle önümüzdeki dönem ekonomik modeline kurumsal şirketlerle startuplar arasındaki işbirliğinin damga vurması bekleniyor.


 
 
 

Comments


bottom of page